Neden başaramıyorum? Neden hiçbir şey yolunda gitmiyor? Neden tüm kötülükler hep beni buluyor? Neden o kadar çabalamama rağmen hala istediğim noktada değilim? Neden, neden, neden… Kendinize defalarca kez bu soruları sordunuz belki de. Muhtemelen de asla kendinizi tatmin edecek bir cevap alamadınız. Yakınmak, bıkmışlık hissi ile pes etmek çok kolaydır. Kendinize bu soruları sorduğunuzda aslında bir noktada kabullenmiş oluyorsunuz. Neyi? Hayatınızda rayına oturmayan bir şeylerin olduğunu. Bu kötü bir şey midir peki? Aksine bana göre bu gayet iyi bir durumdur. Kabullenmektir bu ve iki yöne çekilebilir. Birinci ve en kolay yön; hayatımda bunlar yolunda gitmiyor ve bu konuda da hiçbir şey yapamam, böyle olması gerekiyormuş. İkinci, daha zor ama seçmemiz gereken yön ise; hayatımda bunlar yolunda gitmiyor ve bunları yoluna koymak benim elimde, şimdi düşünmeliyim ki bu konu hakkında ne yapabilirim? Elimden gelen ne var ve değiştiremeyeceğim ne var? İkinci yönü seçtiğiniz anda aslında hayata bakış açınız tamamen değişecek. Bazı elimizde olmayan durumlar olabilir. Bu durumlarda bir şey yapamayacakmışız gibi düşünebiliriz ama aslında hatalıyız. O elimizde olmayan durumda bile aslında ufacık bir yerinden, ucundan tutsak belki de tamamı elimizde olacak. Unutmayın ki dünyadaki binaların bazılarında yangın merdiveni vardır, sadece bazılarında. Ne alaka şimdi demeyin. Alakası şu ki, yangın merdiveni olmayan bir binada bir yangın çıkarsa insanların kurtulma olasılığı hala bulunur. Yangın merdiveni yok, hızlı ve tam kurtuluşlu bir çözüm yolu yok belki de ama kurtulmak için sayısızca yol var. Yani elimizde olmayan sebeplerde de hala ucundan tutabileceğimiz bir kısım var. Neden sorularını kendimize sorduğumuzda işin içinden çıkamıyorsak kendi kendimizi motive etmeliyiz. Bir durumdan yola çıkarak ilerleyelim. Üniversiteden yeni mezun olmuş genç bir kızı tecrübesi ve deneyimi olmadığı için kimse işe almıyor. Üstüne üstlük kirada oturduğu evden çıkartmak istiyorlar. Bir de çok çalışkan biri, verilen işi tam tamına yapan, düzgün, iş ahlaklı vb. bir insan. Bir gün son başvuracağı iş yerine gidiyor ve oradan da red alıyor. Kaldırımın üstüne çöküp ağlarken aklından bin bir türlü düşünce geçiyor. Neden başaramıyorum? Neden o kadar çabalamama rağmen hala istediğim noktada değilim? Sonra içinden bir ses “Belki de yeterince çabalamadın.” Diyor. Genç kız hiç tereddüt etmeden binanın içine tekrardan giriyor. İş görüşmesini yaptığı kadının kapısını çalıp odasına giriyor. Kadına şu cümleleri söylüyor: “Neden başaramıyorum diye düşünüp dururdum hep, sanırım yeterince çabalamamışım. Ama bu sefer tutabileceğim o ufacık kenardan tutacağım ve çabalayacağım. Bakın, ben üniversiteden mezun oldum ve hiç tecrübem yok evet, ama potansiyel diye bir şey duydunuz mu hiç? Beni 5 dakikalık görüşmede tanıyamamış olabilirsiniz ama ben kendimi ve yapabileceklerimi biliyorum, potansiyelimin de farkındayım. Eğer tecrübem yok diye beni işe almayacaksanız bunu anlarım ama unutmayın ki sizin de bir gün tecrübeniz yoktu ve bir şirket size inanıp sizi işe aldı. Şu anda da buradasınız. Demek oluyor ki hakkınızda yanılmamışlar, inanın bana siz de yanılmayacaksınız. Bunlar daha önce geliştirdiğim projelerim, görüşürken bakmamıştınız, masanıza bırakıyorum belki incelemek istersiniz. Çabalamadan hiçbir şey gerçekleşmez. Bunu artık biliyorum.” Kadın proje dosyasını eline alır, inceler ve çok etkilenir. Genç kız işe alınır. Buradan çıkaracağımız bir sürü sonuç var. En önemlisi ise, neden ile başlayan soruları çok sorarız kendimize. Hep karamsarlık içinde boğar bu sorular bizi. Çabalamak, inanmak, o ufacık ucundan tutunabileceğiniz kısmı tutmak ve azmetmek. Bunlar olduğu sürece başarıya bir adım daha yaklaşmış olacaksınız. Tabii ki de defalarca başarısız olacaksınız, düşüp kalkacaksınız. Fakat bu değerler pes etmemenizi sağlayacak. Bu değerler düştüğünüzde ayağa daha hızlı kalkmanızı sağlayacak. Bir daha kendinize “Neden?” ile başlayan bir soru sorduğunuzda önce durun ve düşünün, sonra inanın, o ufacık ucundan tutabileceğiniz kısımdan tutun, çabalayın ve azim edin. İnanın bana bu değerler sizde ne kadar fazla olursa, yolda arabanız o kadar az bozulacak demektir. Bir süre sonra ise hiç bozulmadan hedefe ulaşacaktır. Hedefe ulaşmaya ramak kaldı, pes etmeyin ve yola devam edin…
top of page
Yazı: Blog2_Post
bottom of page
Comments