top of page
Ara

Karanlığa Mahkumsan Işığı Aç

Yazarın fotoğrafı: melisamakyildizmelisamakyildiz


Korkuyorum, kendi kafamda oluşturduğum başarıya ulaşamamaktan korkuyorum.

Korkuyorum, insanların beni yargılayıp dışlamalarından ve beni sevmemelerinden korkuyorum.

Korkuyorum, bu dünyada çoğunun gelip geçici olduğunu bile bile arkadaşsız kalmaktan korkuyorum.

Korkuyorum, küçüklüğümden beri ilme ilme işleyip büyüttüğüm hayallerimi gerçekleştirememekten korkuyorum.

Korkuyorum, ailemin bana sağladığı imkanlar için geri teşekkür etmek adına onları gururlandıramamaktan korkuyorum.

Korkuyorum, bir sabah çok sevdiğim birini kaybederek uyanmaktan korkuyorum.

Korkuyorum, kimseye karşı kin tutmamama rağmen yapılanları unutmadığım için intikam alma isteği geliştirmekten korkuyorum.

Korkuyorum, bana çok zor günler yaşatan insanların ileride başarılı olursam bana imrenmelerini görme isteğimin, gerçekten neden başarılı olmak istediğimin önüne geçmesinden korkuyorum.

Korkuyorum, bu kadar hedef koyup hiçbirini gerçekleştirememekten korkuyorum.

Korkuyorum, küçüklüğümden beri çalışkan bir insanken bunu kaybedip tembel bir insana dönüşmekten korkuyorum.

Korkuyorum, birisi bana haksız yere bağırıp çağırırken, bana kötü sözler söylerken ona saygı çerçevesinde olsa da geri birkaç cümle söylerken kendimi kaybetmekten korkuyorum.

Korkuyorum, kendi tercihimle yalnız kalabilirken zorunlu olarak yalnız kalmaktan korkuyorum.

Korkuyorum, geçmişte yaşadıklarımın geleceğimi etkilemesinden korkuyorum.

Korkuyorum, ülkemizin geldiği durumdan bile daha kötüye gitmesinden ve Atamızın açtığı yolda gösterdiği hedefe ilerleyememekten korkuyorum.

Korkuyorum, ailemden uzakta olduğum için olası bir doğal afette onları kaybetmekten veya tam tersi bana bir şey olması durumunda onları bu acıyla baş başa bırakmaktan korkuyorum.

Korkuyorum, çok sevip çok değer verdiğim insanların geçmişte yapanlar gibi bir gün ansızın çekip gitmesinden korkuyorum.

Korkuyorum, elimde olmayan sebeplerden dolayı yaşanan her durumdan ve olaydan korkuyorum.

Korkuyorum, kalp kırmaktan ve kalbimin kırılmasından korkuyorum.

Korkuyorum, korktuğum durumların korkusunu yaşamaktan korkuyorum…

 


Her insanın korkuları vardır. Bazen baş başa kalırız o korkularımızla. Bazen yüzleşmemiz gerekir. Bazen ise yalnızlığa mahkum edildiğimiz bir anda teker teker düşüncelerimizde belirmeye başlar o korkularımız. Korkularımızdan kaçmanın bir yolu var mıdır? Korkularımızı atlatmak için ne yapmak gerekir? Bu soruların cevapları bende var mı bilmiyorum. Fakat şunu biliyorum ki, korkuların neredeyse tamamını biz kendimiz oluşturuyoruz. Yaşadığımız olaylar doğrultusunda hissettiklerimizle birlikte şekilleniyor korkularımız. Peki korkuların üstüne gidersek onlardan kurtulabiliriz cümlesi doğru mudur? Ben katılıyorum bu cümleye. Çünkü ne zaman bir durumdan korksam ve üstüne gitsem o korkumun azaldığını hatırlıyorum. Fakat her durumda bu cümleyi kurabilir miyiz? Bence hayır. Yani eğer cevap evet ise de ben daha başaramamışım demektir. Her sabah korkularımızla birlikte başlarız güne. Her gece de yine onlarla birlikte uykuya dalarız. Hiçbir gün geçmez ki korkularımız olmadan yaşayalım. Çünkü hayat bu, ne zaman ne yaşayacağımızı önceden bilemiyoruz. Falcılara gidiyoruz onlara soruyoruz bazen “Yok artık! Yemin ederim doğru bildi!” desek de buna sadece kendimizi inandırmaya çalışıyoruz.  Çünkü size bir sır vereyim. Falcılar ne kadar öyle olmalarını istesek de gerçek değiller… Konumuza geri dönelim bu kadar hurafe bence yeterli. Küçükken karanlıktan, yatağımızın altındaki canavarlardan, böceklerden korkardık. Belki de böceklerden hala korkuyorsunuzdur, ben korkuyorum şahsen. Büyüyünce ise zamanla korkularımız değişti, ağırlaştı. Onlar da bizimle olgunlaştı. Problemlerimiz ne kadar arttıkça hayatta, korkularımız da bir o kadar arttı. Hayatın gerçekleriyle ne kadar yüzleştiysek o kadar derinleşti korkular. Keşke hep 5 yaşımızda kalabilseydik. Ben çok isterdim doğduğumdan 18 yaşıma kadar yaşayıp sonra tekrar doğayım. Ama böyle bir şey olmuyormuş sanırsam. Biri icat ederse bana da haber verebilirseniz çok sevinirim, Elon Musk’tan bekliyorum bu projeyi. Şaka bir yana, çok önemli olduğunu düşündüğüm bir nokta var. Korkularımızın bizi yönetmesine ve yönlendirmesine izin vermemeliyiz. Duygularımızı kontrol etme isteğine direnç göstermeliyiz.


Küçük, dört duvarla çevrili, karanlık bir odada olduğunuzu düşünün. Çevreniz zifiri karanlık ve siz hiçbir şey göremiyorsunuz. Kalp atışlarınız hızlanmaya başlıyor ve gittikçe daha da çok korkuyorsunuz. Nerede, nasıl bir yerde olduğunuzu bilmiyorsunuz çünkü önünüzü görmenizi sağlayacak, etrafı aydınlatacak tek bir ışık bile yok odada. Olduğunuz yerde yere çöküp dizlerinize kapanıp ağlamaya başlıyorsunuz. Tir tir titrerken tam arkanıza yaslandığınız anda, birden tavanda bir ampul yanıveriyor. Işık açıldığında odaya bakınırken görüyorsunuz ki duvar köşelerinde çiçekler, duvarda güzel resmedilmiş tablolar, çok rahat gözüken bir L koltuk ve üzerinde örgü ile örülmüş renkli bir battaniye, yanında üç tane üst üste duran kitap, orta sehpanın üzerinde sıcak olduğunu çıkan dumandan anladığınız bir çay… Ne kadar rahatlatıcı bir ortam aslında değil mi? Tam da o yumuşacık yastıklarla donatılmış olan L koltuğa uzanıp, örgüyle örülmüş battaniyeyi üstünüze örttüğünüzde gelen ev sıcaklığını hissedip, çayınızı yudumlarken yanındaki kitaplardan birini okumak isteyeceğiniz huzur dolu bir ortam. Başta çok korktunuz çünkü her yer kapkaranlıktı. İnsan göremediği şeyden korkarmış derler. Peki sonra ne oldu, ışıklar açıldı ve huzura kavuştunuz. İşte, beyninizin içine hoş geldiniz… Burası sizin beyniniz. Bazen ne kadar karamsar olsak ve düşüncelerimizi bir karanlık kaplasa da, çıkış yoluna ulaşan kapıyı açmak her zaman bizim elimizde. Huzur dolu olan, korkularımızdan arınmamızı ve onlarla yaşamayı öğrenmemizi sağlayan o odayı, beynimizin içini nasıl göreceğimizi biz seçebiliriz. Nasıl mı? Hatırlayın, yere çöktüğümüzde dizlerimize kapanıp tir tir titrerken arkamıza yaslanmıştık. İşte tam da o noktada, ışığın düğmesi başından beri yaslandığımız yerde duruyordu…


Düğme her zaman çok yakınımızda, sadece göremediğimizde panik yapmamalıyız. Korkularımız bizim oluşumumuz, düğmeye basmak ve yok etmek de bizim elimizde. Tercih sizin, karanlıkta mı kalmak istiyorsunuz yoksa arkanıza yaslanıp ışığı açıp huzura ulaşmak mı…



 

 

 
 
 

Comentarios


Yazı: Blog2_Post
bottom of page