Hayat kısa, hatta o kadar kısa ki göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Zaman dediğin zaten durmaz, akar gider. Peki bu süreçte bize ne yapmak düşer? Bazıları dünyayı değiştirmek için çabalar, bazıları ise dünyaya katkıda bulunmak için. Kimisi ömrünün sonuna kadar mutlu olmak, kimisi ise ahiret inancından her şeyi düzgün yapıp günah işlememek ister. Peki geriye kalan kısım. Biz ne için yaşıyoruz? Çoğumuzun gerçekleştirmek istediği hayalleri var. Zengin olmak, ünlü olmak, saygı duyulan ve imrenilen bir insan olmak vb. Aslında bizi yaşama bağlı tutan hayallerimizdir arkasından gelen de umutlarımız. En güzeli de ne biliyor musunuz? Hepimizin hayalleri farklı. Aynı olan hayaller de var dediğinizi duyar gibiyim. Evet var ama orada da devreye hayal gücü giriyor. Hepimizin hayalini kurgulaması farklı. Diyelim ki hayaliniz ünlü olmak. Ben şarkı çıkararak ve müzik yaparak ünlü olmak isterim, başka biri ise oyuncu olarak, bir diğeri de tanınan bir iş adamı olarak. Oyuncu olmak isteyen birinin kurduğu hayaller galalarda şık şık elbiseler giyip paparazziler tarafından fotoğrafları çekilerek magazin haberlerine manşet olmaktır, bir diğer kişi ise kendini sette kameralar karşısında dizi çekilirken hayal eder. Olay kurduğumuz hayaller değildir aslında, onları nasıl kurguladığımızdır, nasıl düşünüp kendimizi o hayalin neresinde gördüğümüzdür. Size tavsiyem şu ki, hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin. Bizi ayakta tutan en büyük temel değer hayallerimizdir. Hayal denilince çoğumuzun aklına uçmak ya da düşünceleri okuyabilmek gelebilir. Ama bunlar çok uçuk hayaller ve maalesef 2550’ye kadar falan gerçekleşmesini beklemediğimiz hayaller Şunu unutmayın, asla ama asla vazgeçmeyin. 80 yaşında da olsanız geç değil. Çünkü hayatta hiçbir şey için geç değil. Hala çok büyük bir şansımız var, hayatta olmamız. Hayal kurun, saçmalayın, hayallerinizin peşinden koşun, çabalayın, deneyin, yürürken yıkıldınız mı bir daha ayağa kalkın ve bu sefer koşmaya başlayın. Hayat sizin, tadını çıkarın…
top of page
Yazı: Blog2_Post
bottom of page
Comments